Agsl Forumları Agsl Forum Forum Agsl Müzik Resim
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Agsl Forumları Agsl Forum Forum Agsl Müzik Resim

Hoşgeldiniz, Misafir.
Son Ziyaretiniz: Perş. Ocak 01, 1970
Toplam Mesajınız: 0


 

AnasayfaAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 izzetcan durak

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
izzetcan
Üye
Üye
avatar


Mesaj Sayısı : 10
Yaş : 33
Rep : <div class="js-kit-rating" view="score"path="" title="" permalink=""></div><script src="http://js-kit.com/ratings.js"></script>
Kayıt tarihi : 04/09/08


Başarı Puanı:
izzetcan durak Img_left80/100izzetcan durak Empty_bar_bleue  (80/100)
Seviye:
izzetcan durak Img_left80/100izzetcan durak Empty_bar_bleue  (80/100)
Güçlülük:
izzetcan durak Img_left80/100izzetcan durak Empty_bar_bleue  (80/100)

izzetcan durak Empty
MesajKonu: izzetcan durak   izzetcan durak Icon_minitimeCuma Eyl. 05, 2008 2:46 am

TÜRK MÜZİĞİ DEVLET KONSERVATUARLARINDA NASIL BİR YAPILANMA
OLMALIDIR•

Savaş EKİCİ••



Kültür bir milletin hayatta kalmasında ve varlığını sürdürmesinde iskelet görevi gören en önemli unsurlardandır. Kültür değişik şekillerde tanımlanmışsa da bu tanımlardan daha çok; “Bir milletin veya topluluğun kendine özgü yaşayış ve davranış biçimlerinin sonucu maddi ve manevi alanda oluşturduğu tüm ürünler”1 anlaşılmaktadır. Bu nedenle bir topluluğu veya milleti anlamada, tanımada ve tanımlamada kültürü oluşturan unsurlar oldukça önemlidir.

Fakat, bir topluluğun veya milletin siyasi sınırları ile kültür sınırları aynı değildir. Bu nedenle Türk kültürünün izlerini veya kökenlerini de sadece belirli bir coğrafi parçada değil; Türklerin göçüp yerleştikleri, devlet kurup egemen oldukları ülkelerin tümünde aramak daha doğru olacaktır. Bunun sonucu olarak ta Türk kültürü ile Türkiye kültürü kavramları arasında boyut ve süreç yönlerinden küçümsenemeyecek bir ayrılık vardır. Türk kültürü denildiğinde, Türk kavminin tarih sahnesine çıkışından başlayarak günümüze kadar süregelen ve Türklerin yerleştikleri, yaşadıkları, bugün de yaşamakta oldukları yerlerde yarattıkları, bu gün de etkinliğini sürdüren kültür anlaşılmaktadır. Türkiye kültürü ise, Türklerin yerleşmelerinden ötürü Türkiye denilen bu topraklarda onlardan önce de var olan, onların gelişi ile büyük bir değişikliğe uğrayarak devam eden ve günümüze ulaşan kültür anlamına gelmektedir2.

Kültürün en önemli unsurlarından birisi de müziktir. Türk müziği coğrafi yönden oldukça geniş bir alana yayılmış, değişik coğrafyalarda değişik şekillerde gelişimini sürdürerek kendi içerisinde son derece renkli ve zengin bir yapı oluşturmuştur. Anadolu da bu coğrafyalardan birisidir. Anadolu’nun, her bölgesinin her şehrinin hatta bazı ilçelerinin bile kendine özgü bir müzik icrası vardır. Türk halk müziği dediğimiz bu müzik, Türk insanının çeşitli olaylar sonucunda değişik şekillerde duygulanması ve bu duygularını değişik şekillerde ifadesinin bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Bunun ile birlikte yine Türk müziğinin diğer bir dalı olan ve geçmişte çoğunlukla saraylarda veya sarayların bulunduğu şehir merkezlerinde beste esasına dayalı olarak üretilen ve şehir müziği de diyebileceğimiz “Türk Sanat Müziği” de vardır ki bu iki yapı Türk müziğinin çatısını oluşturmaktadır.

Geçmişi binlerce yıl öncesine kadar dayanan ve oldukça zengin bir birikimi olan Türk müziği konusunda ne yapılan çalışmalar bu gün için yeterlidir, ne de Türk müziği konusunda verilen eğitim bu gün çağdaş denilebilecek düzeydedir. Türk müziği konusunda en yoğun ve ciddi çalışmalara bakıldığında Cumhuriyetin kuruluşundan sonraki 45-50 yıllık dönem içerisinde yapıldığı görülmektedir. Bu dönemin sonrasında 1975 yılında açılan ilk Türk müziği okulu3, Türk müziği eğitim ve öğretimi açısından atılan oldukça önemli ve büyük bir adımdır. Fakat bu okul açılması ile birlikte yıllardır süregelen batı müziği, Türk müziği çatışmasının da hedefi haline gelmiştir. 1826 yılında Osmanlı sarayına bağlı askeri bando ve okul örgütünün (Muzikai Hümayun)4 kurulması ile başlayan ve ilk batı müziği okulu da sayılabilecek çalışmalardan sonra, Türkiye’de Türk müziği okulunun ilk olarak 1975 yılında yani bu tarihten 150 yıl sonra kurulması son derece düşündürücüdür. Türk müziği konusunda bu günkü eksikliklerin veya yanlışlıkların sebebi araştırıldığında probleminde buradan, bu düşüncelerden, bu anlayıştan ve bu geç kalmadan kaynaklandığı çok net bir şekilde görülmektedir. Türk müziği okulunun açılması bu anlamda büyük bir adımdır. Fakat, bu okulun gerek alt yapısındaki, gerekse eğitim ve öğretimi ile ilgili problemleri çağdaş bir anlayışla çözerek rayına oturtulması ile atılması gereken bir sonraki adımlar çeşitli nedenlerden dolayı maalesef atılamamış veya çok geç atılmaya başlamıştır.

Günümüzde Türk müziği konusunda çalışan bilim adamlarının büyük bir çoğunluğu daha çok icracı olarak yetişmiş veya yetiştirilmiş fakat özel çaba ve gayretleri ile kendilerine bilimsel bir donanım kazandırmış kişilerdir. Oysa bugün Türk müziği konusundaki bilim adamlarının yetiştirilmesi tesadüflere veya özel çaba ve gayretlere bırakılamayacak kadar ciddi ve önemli bir konudur. Bu problem yakın bir geçmişte fark edilerek hem müzik bilimcisi yetiştirmek hem de bilimsel çalışmalar yapmak üzere Konservatuarlar5 bünyesinde Müzikoloji bölümleri de kurulmaya başlamıştır.

İlk Türk müziği konservatuarının açıldığı 1975 yılında, Türk müziği denilince akla daha çok Türkiye sınırları içerisinde icra edilen müzik akla geliyordu. Bu nedenle Türk müziğinin önemli iki kolu olan Türk Sanat Müziği ve Türk Halk Müziği ile Türk Halk Oyunları konusunda daha çok icracı yetiştirmeye yönelik bir programın yoğun olarak uygulamaya koyulması ile eğitime başlanmıştır. Günümüze doğru gelindiğinde özellikle bağımsızlıklarını kazanan yeni Türk Cumhuriyetlerinden sonra Türk dünyasının ve Türk kültürünün sınırlarının sadece Anadolu ile sınırlı olmadığı, çok geniş bir coğrafyaya yayıldığı ve ayrıca korkunç bir kültür zenginliği ile karşı karşıya olunduğu çok daha net bir şekilde görülmeye başlanmıştır. Bu durumda Türk müziği eğitimi veren Konservatuarların önemi ve işlevi daha da artmıştır. Fakat aynı zamanda coğrafi olarak çalışma alanı daha da genişlemiştir veya genişlemesi gerekmektedir. Bu ülkelerin teknolojik açıdan en gelişmişlerinden biri olan Türkiye bu anlamda öncü olması gereken devletlerden birisidir. Bu nedenlerle Türk müziği okullarının mevcut yapılanması tekrar gözden geçirilerek; hangi bölümlerin olması gerektiği, bu bölümlerin yapılanması ve amaçlarının ne olacağı ve bu okulların genel hedeflerinin yeniden belirlenmesi artık zorunlu hale gelmiştir.

Fakat bu gelişmelerin aksine günümüzde Türk müziği eğitimi; Devlet Konservatuarı çatısı altında ki Türk Müziği Bölümleri adı altında verilmeye ve yapılanmaya başlamıştır. Acaba Türk müzik kültürünün bu zenginliği karşısında bu yapılanma modeli bir gelişmemidir? Bu düşünceler çerçevesinde mevcut yapı gerek bu kültürü ortaya çıkarmada, gerek arşivlemede ve bilimini yapmada ve gerekse eğitimini vermede yeterlimidir? Değilse ne tür bir yapılanma modeli olabilir?

Gerek kültürün kendi dinamizminden dolayı gerekse küreselleşme çalışmaları sonucu, hem Anadolu da ki hem de diğer coğrafyalardaki Türk kültürünün, batının kendi hesapları doğrultusunda planlı bir takım çalışmalarına önemli ölçüde maruz kaldığı bir gerçektir. Kültürün millet hayatındaki önemi nedeni ile Türk müzik kültürü ile ilgili problemlerin çözümlerinin konunun eğitimini veren yerlerde veya kurumlarda aranması gerektiği düşüncesindeyiz.

Bu düşüncelerden hareketle hem Türkiye’deki hem de yabancı ülkelerdeki müzik okullarının yapılanmasını inceleyerek bir Türk müziği okulu modeli ortaya koymaya çalıştık.
Türkiye’deki ve yabancı ülkelerdeki bazı müzik okullarının akademik yapılanması şöyledir;

A. Türkiye’deki Müzik Okullarının Mevcut Yapılanması:6

I.Türk Müziği Devlet Konservatuarları:

İlki İstanbul’da daha sonra ise İzmir ve Gaziantep’te açılan Türk Müziği Devlet Konservatuarlarında gerek bölümlerin gerekse bu bölümlere bağlı ana sanat dallarının yapılanmasında bu okulların en eskisi olan İ.T.Ü. Türk Müziği Devlet Konservatuarı örnek alınmıştır. Bu okullardaki Temel Bilimler Bölümünde görüldüğü gibi bilim dalı niteliğinde olan her hangi bir ana bilim dalı veya kürsü söz konusu değildir7. Her üç konservatuarın bu bölümünde, çalgı eğitimi dersi ağırlıklı olarak verilmektedir. Müzikoloji, Çalgı Eğitimi ve Kompozisyon bölümü bu okullardan sadece İ.T.Ü. Devlet Konservatuarında açılmıştır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
izzetcan durak
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» izzetcan durak
» izzetcan durak
» izzetcan durak
» izzetcan durak
» izzetcan durak

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Agsl Forumları Agsl Forum Forum Agsl Müzik Resim :: Müzik Bölümü :: Türk Müziği Koro Eğitimi-
Buraya geçin:  
forum kurmak | ©phpBB | Bedava yardımlaşma forumu | Suistimalı göstermek | Son tartışmalar